NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
50 - (2192) حدثني
سريج بن يونس
ويحيى بن
أيوب. قالا:
حدثنا عباد بن
عباد عن هشام
بن عروة، عن
أبيه، عن
عائشة. قالت:
كان
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم إذا مرض
أحد من أهله،
نفث عليه
بالمعوذات.
فلما مرض مرضه
الذي مات فيه،
جعلت أنفث
عليه وأمسحه
بيد نفسه.
لأنها كانت
أعظم بركة من
يدي. وفي
رواية يحيى بن
أيوب: بمعوذات.
[ش
(نفث) النفث
نفخ لطيف بلا
ريق].
{50}
Bana Sureye b. Yûnus ile
Yahya b. Eyyûb rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize Abbâd b. Abbâd, Hişam b.
Urve'den, o da babasından, o da Âişe'den naklen rivayet etti. Âişe şöyle demiş:
Ailesinden biri
hastalandığı vakit Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) muavvizâti okuyarak
onun üzerine üfürürdü. Vefat ettiği hastalığa yakalandığı vakit ben de onun
üzerine üfürmeye ve onu kendi eliyle meshetmeye başladım. Çünkü onun elinin
bereketi benim eliminkinden. daha büyüktü.
Yahya'nın Eyyûb'dan
naklettiği rivayette (el muavvizât) muavvizât şeklinde (Elif lâmsız
olarak) rivayet edilmiştir.
51 - (2192) حدثنا
يحيى بن يحيى.
قال: قرأت على
مالك، عن ابن
شهاب، عن
عروة، عن
عائشة؛
أن
النبي صلى
الله عليه
وسلم كان إذا
اشتكى يقرأ
على نفسه
بالمعوذات.
وينفث. فلما
اشتد وجعه كنت
أقرأ عليه.
وأمسح عنه بيده.
رجاء بركتها.
{51}
Bize Yahya b. Yahya
rivayet etti. (Dediki): Mâlike İbni Şihab'dan dinlediğim, onun da Urve'den,
onun da Âişe'den naklen rivayet ettiği şu hadîsi okudum.
Nebi (Sallallahu Aleyhi
ve Sellem) hastalandığı vakit kendine muavvizâtı okur ve üflerdi. Hastalığı
şiddetlenince artık onun üzerine ben okuyor ve bereketini umarak kendi eliyle
onu meshediyordum.
51 - (2192) وحدثني
أبو الطاهر
وحرملة قالا:
أخبرنا ابن وهب.
أخبرني يونس.
ح وحدثنا عبد
بن حميد.
أخبرنا عبدالرزاق.
أخبرنا معمر.
ح وحدثني محمد
بن عبدالله بن
نمير. حدثنا
روح. ح وحدثنا
عقبة بن مكرم
وأحمد بن
عثمان
النوفلي قالا:
حدثنا أبو عاصمِ.
كلاهما عن ابن
جريج. أخبرني
زياد. كلهم عن
ابن شهاب.
بإسناد مالك.
نحو حديثه.
وليس في حديث
أحد منهم:
رجاء بركتها. إلا
في حديث مالك.
وفي حديث يونس
وزياد: أن النبي
صلى الله عليه
وسلم كان إذا
اشتكى نفث على
نفسه
بالمعوذات،
ومسح عنه بيده.
{v-51}
Bana Ebu't-Tahir ile
Harmele dahî rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize İbni Vehb haber verdi.
(Dediki): Bana Yûnus haber verdi. H.
Bize Abd b. Humeyd de
rivayet etti. (Dediki): Bize Abdürrezzak haber verdi. (Dediki): Bize Ma'mer
haber verdi. H.
Bana Muhammed b. Abdillah
b. Numeyr dahî rivayet etti. (Dediki): Bize Ravh rivayet etti. H.
Bize Ukbe b. Mükrem ile
Ahmed b. Osman En-Nevfeli de rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize Ebû Âsim
rivayet etti. Her iki râvi İbni Cüreyc'den rivayet etmişlerdir. (Demişki): Bana
Ziyad haber verdi. Bu râvilerin hepsi İbni Şihab'dan Mâlik'in isnadı ile onun
hadîsi gibi rivayette bulunmuşlardır. Mâlik'in hadîsinden başka hiç birinin
hadîsinde
«Bereketini umarak»
kaydı yoktur. Yûnus ile Ziyâd'ın hadîsinde «Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem) hastalandığı vakit kendine muavvizâtı okuyarak üfürür ve eliyle kendini
meshederdi.» cümlesi vardır.
İzah:
Bu hadîsi Buhârî
«Fedâilül-Kur'an» bahsinde; Ebû Dâvud ile İbni Mâce «Kitâbü't-Tıb»'da; Nesâî
«Tıb», «Tefsir» ve «Kitâbü'l-Yevm ve'l-Leyle»'de muhtelif râvilerden tahrîc
etmişlerdir.
Nefes: Tükürüksüz hafif
üfürüktür. Hadis-i şerîf hastaya okurken üfürmenin müstehab olduğuna delildir.
Ulemâ bunun caiz olduğuna ittifak etmişlerdir. Sahabe tabiîn ve-onlar dan sonra
gelen ulemâ bunu hep müstehab görmüşlerdir. Fakat Kaadî İyad ulemâdan bir
cemaatın bunu kabul etmediklerini hastaya okurken tükürüksüz üfürmenin caiz
olduğunu söylediklerini rivayet etmiştir. Bu mezheb ve bu fark ancak zayıf bir
kavle ibtinâ eder. Zira nefes : Tükürüklü üfürüktür, diyenler olmuştur. Yine
Kaâdî'nin beyânına göre ulemâ nefes ile tefel kelimelerinin mânâlarında ihtilâf
etmişlerdir. Bâzıları: «Bunların ikisi de bir mânâya gelir. Ve ikisi de
tükürüklü üfürüktür.» demiş. Ebû Ubeyd tefelde azıcık tükürük şart olduğunu, nefeste
ise hiç tükürük bulunmadığını söylemiştir. Bunun aksini iddia edenler de
vardır. Ebû Ubeyd: «Ben Âişe'ye, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in hasta
okurken nasıl üfürdüğünü sordum da : Kuru üzüm yiyen gibi tükürüksüz üfürürdü,
cevâbım verdi.» demiştir. Kaadî İyad Tefel denilen ıslak üfürüğün faydası bu
rutubet ve heva ile teberrüktür, diyor.
İmam Mâlik kendine
okursa üfürürmüş. Demirle, tuzla rukye yapmayı ve keza hatem-i Süleyman
şeklinde yazmayı şiddetle kerih görürmüş. Zîra bunda sihre benzerlik vardır.
Hadîs-i şerîf Kur'ân ve
zikirlerle rukye yapmanın müstehab olduğuna delildir. Muavvizât'dan murad ihlâs
ile ondan sonra gelen Felâk ve Nâs sûreleridir. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem)'in bunları okuması her kötülükten Allah'a sığınmayı tazammun ettikleri
içindir.